Montag, 23. Juli 2018

Suçluyoruz: NSU-DAVASI‘NDA KARAR Aydınlatma yok! – Adalet yok!

Son söz henüz söylenmedi! Kein Schlussstrich! όχι τέλιkη ypaμμη! No closure!



Beş yıl süren dava sonunda bugün Münih’te NSU -
Davası’nda karar açıklandı. Bu beş yıl içinde gerçek
-
leştirilen 400 dava gününde ne suçlar aydınlatıldı ne
de adalet sağlandı. Hem NSU terörünün yaşayan
kurbanları hem de NSU tarafından katledilen göç
-
menlerin yakınları en başından itibaren suçluların
Nazi yapılanmaları içinde aranması gerektiğini bili
-
yorlardı. Fakat devlet, soruşturma kurumları, medya,
kurbanları failler olarak gösterdiler ve onları “suç
örgütleri ile ilişkiler içinde olmakla” suçladılar.
Bütün dava boyunca mağdurlar ve yakınları hep
aynı soruları sordular: Cinayetler neden aydınlatıl
-
mıyor? Neden bizler şüpheli olarak damgalandık?
Neden 1998’ den sonra resmen aranan NSU üyeleri,
devlet tarafından finanse edilen ajanlar onların
yerini bildikleri hâlde, gözaltına alınmadılar? Cina
-
yet mahalleri konusunda bilgileri kimler topladı?
NSU‘lu katillerin kimlerle bağı vardı? Neden Federal
Polis Teşkilatı’nın ve Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın
(Gizli İstihbarat Teşkilatı - ÇN) yöneticileri kimi bilgi
-
leri gizlediler? Neden mahkeme önüne çıkan devlet
memurları ve paralı ajanlar konuşmuyor ya da kolek
-
tif unutkanlık hastalığına yakalanıyorlar? Mahke
-
mede neden yalnızca “Nazi Üçlüsü” ve dört
“destekçi”den yola çıkılıyor?
Bu soruların tek yanıtı vardır: Sanık NSU-Nazileri
hakkında mahkûmiyet kararı çıksa bile, cani NSU’nun
tüm bağlantıları, NSU ağı ve onların devlet kurum
-
ları ile bağları aydınlatılmayacaktır. Soruşturmalara
damgasını vuran kurumsal ve yapısal ırkçılık dava
-
nın gidişatında da belirleyici oldu. Devletin “becerik
-
sizliğinin” – biz ona devletin eylem ortaklığı diyoruz
– “aydınlatılması” işi ‘Araştırma Komisyonları’na
havale edilerek “hâl edildi”. Bu komisyonlar yalnızca
tavsiyelerde bulunabiliyor. Sonuç baştan bellidir:
Devlet suçlu değildir!
Biz bu kararı tanımıyoruz!
Anma ve Dayanışma!
Davada, kararın açıklandığı bugün yapılan eylemler
NSU-terörünün kurbanlarını anmak, onların anısını
canlı tutmak için yapılıyor. Mağdurlar ve yakınları
olayların esas tanıklarıdır!
Onların cesareti ve gücü 
 
çıkılan yolu sonuna kadar yürümek, aydınlatma ve
suçluların açığa çıkarılıp cezalandırılmasını talep
etmek için cesaretlendiriyor.
Bu beş yıl boyunca
onların yaşadıkları duygusal olarak dayanılması zor
acılarla doluydu. Onlar davada en yakınlarının katil
-
leri ile yüz yüze geldiler. Ve en baştan itibaren belli
olan sonucun bilincinde idiler: Gerçek bir aydın
-
latma söz konusu olmayacaktı, olmadı. Biz bu kararı
tanımıyoruz!
Bu yüzden bugün burada hep birlikte
kararlılığımızı gösteriyoruz:
Son söz henüz söylenmedi!
Biz İtham etmeye devam ediyoruz:
– NSU terörünün mağdurları ırkçı bir tarzda
aşağılandılar.
– Devlet tarafından desteklenen faşist NSU-Komp
-
leksi: Dokuz göçmeni, göçmenlerin gözünü korkut
-
mak ve onların Almanya’dan sürülmesini sağlamak
amacıyla katletmiştir.
– Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın değişik bölümleri:
NSU-örgüt ağının inşasında kendi ajanlarını yoğun
bir biçimde kullanarak yer almış ve finanse etmiştir.
– Devlet kurumları: Cinayetlere yardımcı olmuş,
Anayasayı Koruma Teşkilatı memuru Temme bir
cinayete doğrudan karışmıştır.
– Devlet memurları ve kurumları: Delilleri bilinçli
olarak yok etmiştir.
– Burjuva politikacılar: Bilinçli olarak yanlış bilgiler
vermişler, devlet kurumlarının NSU-ağıyla ilişkilerini
gözlerden gizlemişler.
– Burjuva medya: Göçmenlere karşı milliyetçi-ırkçı
kışkırtmalarda bulunmuştur.
– Yargı: Bugüne kadar hâlâ NSU’nun geniş örgütsel
ağının varlığını ret ediyor. Gerçek bir soruşturma
yürütülmemiş, cinayetlerin arka plânının aydınlatıl
-
ması için gerçekte bir şey yapılmamıştır.
– Toplum: Suskun kalmıştır.
– Kurumsal ve yapısal ırkçılık ve gelişmekte olan
faşizm: Bunlar biz emekçi insanları “Biz” ve “siz”;
“Almanlar” ve “Diğerleri” biçiminde bölmenin araçla
-
rıdır. Bunlar bizi bu adaletsiz sisteme bağlayan
zincirlerdir.
 
Dava sonrası yeni dava öncesidir
NSU-Kompleksi çözülsün!
Köln’de 2017’de gerçekleştirilen “NSU-Kompleksi
Çözülsün” Tribünal’i gösterdi: Gerçek aydınlatma ve
demokrasi, bunları ancak kendimiz yapabiliriz!
Davadaki NSU-ağı ile devlet kurumları arasındaki ger
-
çek ilişkiler hakkındaki suskunluğu kıralım! Mağdurla
-
rın, yakınlarının, davada “yan davacı” olarak yer alanla
-
rın, avukatların, antifaşist, anti-ırkçı inisiyatiflerin araş
-
tırma sonuçlarını birleştirip, yaygınlaştıralım, kamuo
-
yuna mal edelim! 
 
Bugünün toplumunun bütün ezilenleri, hakları ellerin
-
den alınanları, dışlananları, aşağılananları, sömürülen
-
leri ancak sosyalist bir toplumda yeni, iyi bir hayata
kavuşabilir. “Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi
kardeşçesine” yaşanan bir hayat!
NSU cürümlerinin yaşayan kurbanları ve mağdurları
merkezde durmaktadır! Onların isimlerini ve yaşadık
-
larını hafızalarımıza kazıyalım! Anma ve anma alan
-
ları konusunda onların isteklerine saygı duyalım!
Onların acılarının siyasi ve ahlaki tanınmasını sağla
-
yalım! Maddi tazminat talebini yükseltelim! Onlarla
dayanışmamızı gösterelim! 
 
NSU-Kompleksi’nin bütün sonuçları ile çözülmesi işini
kendi elimize alalım. Bütün dosyaları ve olguları
kamuya açalım. Ajanların korunmasını ortadan kaldı
-
ralım. Kurumlardaki faillerin isimleri bellidir. Bunların
hepsini kamuoyu önünde isimleri ile teşhir edip, suçla
-
yalım! Şimdiye dek “faili meçhul” bütün ırkçı cinayetler
aydınlatılmalıdır! Bütün faşist örgütler ve yapılar ve
her türden ırkçı propaganda yasaklanmalıdır. Irkçılık
ve faşizm düşünce değil, cürümdür!
Kazanılmış reformlar bu toplumun değişik alanlarında
elde edilmiş gerekli kazanımlardır. Biz bunlar için de,
bunların toplumun genel yapısın
da özde bir değişiklik
anlamına gelmediğinin bilincinde olarak, mücadele
ediyoruz. NSU-terör ağının içinden çıkıp geldiği, onu
doğuran toplumsal ilişkiler ancak köklü altüst oluşlarla
değiştirilebilir. Gerçekte çoktan bütün kıtalardan, ülke
-
lerden insanların, bütün çeşitlilikleri ve farkları, kendi
-
lerine has özellikleri ve ortak yanları ile iç içe girdiği bir
göçmenler dünyasında sosyalist bir dünya için müca
-
dele ediyoruz. 
 
“İnsana bir ada gerek
Yalnız başına deniz ortasında
İnsana bir insan gerek
Ama haddinden fazla”
Mascha Kalenko
Enver Şimşek - Abdurrahim Özüdoğru -
Süleyman Taşköprü - Habil Kılıç - Mehmet
Turgut - İsmail Yaşar - Theodoros Boulgarides -
Mehmet Kubaşık ve Halit Yozgat ‘ın
Anısına....
Aileler ve yakınları ile dayanışma içinde...
11 Temmuz 2018
www.trotzalledem
1.ml – trotzalledem1@gmx.de
V.i.S.d.P: H. König, Kafkastr. 56,50829 Köln
 

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen